Beton geçirimliliği ve Korozyon oluşumu
Beton geçirimliliği için; içerisindeki boşluğun cinsi, büyüklüğü, dağılımı ve mikro ve makro çatlaklar suyun beton içerisindeki hareketi için çok önemlidir. Bundan dolayı beton içerisindeki boşluk ve çatlakları minimum seviyede tutmak betonun durabilitesi için hayati önem arz etmektedir. Bu boşluk ve çatlaklar arasındaki gaz ve su hareketleriyle taşınan zararlı kimyasallar durabilite için büyük tehdit oluşturmaktadır. Çimentonun kimyasal yapısı ve beton içerisindeki agregaların özellikleri, boşlukların ve çatlakların oluşmasında etkilidirler. Durabiliteye etki eden faktörler arasında beton geçirimliliği konusunun önemini unutmamak gerekir.
Betonun geçirimli olmasından dolayı beton birçok sorunla karşı karşıya kalmaktadır. Sülfat etkisi, alkali-silika reaksiyonu, korozyon, donma ve yangın dayanımına karşı betonun direnç gösterememesi bu sorunların başlıcalarındandır. Sülfat iyonlarının sertleşmiş beton içerisindeki alüminli ve kalsiyumlu bileşenlerle kimyasal reaksiyona girmesi sonucunda etrenjit ve alçı taşı oluşması olayına sülfat etkisi denir.
Çimento hidratasyonu sonucu ortaya çıkan hidrat kirecin sülfat anyonları ile reaksiyona girmesiyle alçı taşının oluşmasıdır. Katyon türüne bağlı olarak alçı taşının sülfat tuzu ile birlikte oluşturduğu reaksiyon ürünü, suda eriyen (NaOH) veya suda erimeyen Mg(OH)2 olmak üzere iki türde olmaktadır. Alçı taşının veya suda eriyik şekilde bulunan kalsiyum sülfatın C3A ile tepkimesi sonucu sülfatın asıl önemli etkisi otaya çıkmaktadır.
Etrenjitin büyük hacim artışına sebep olmasının nedeni içerdiği kristal suyun fazla olmasıdır. Katı halde bulunan tuzun kristalleşmesi sonucu beton boşluk çeperlerinde büyük basınç gerilmeleri oluşur, önce çatlamalar şeklinde oluşan hasar, betonun yaşı ilerledikçe ayrışmaya ve parçalanmalara dönüşmektedir. Beton içerisindeki agregaların içerdiği reaktif bileşenler ile dış kaynaklardan gelen alkali hidroksitle veya betonda kullanılan çimentoyla arasında meydana gelen kimyasal reaksiyona alkali agrega reaksiyonu denir.
Alkali agrega reaksiyonu üç farklı şekilde oluşabilmektedir: Alkali-karbonat reaksiyonu (AKR), alkali-silikat reaksiyonu (yavaş ilerleyen alkali silika reaksiyonu) ve alkali-silika reaksiyonu.
Betonda kullanılan agrega dolomit ve/veya kil mineralli ve ince taneli kireçtaşı içeriyorsa alkali karbonat reaksiyonu (AKR) ortaya çıkmaktadır. Fillosilikat grubu minerallerden oluşan agregayla imal edilen betonlarda ise alkali silikat reaksiyonu görülebilmektedir.
Metalik malzemelerin katı, sıvı ve gazlar tarafından aşındırılması sonucu özelliklerini kaybetmesi ve kullanılamaz hale gelmesine korozyon denir. Sonuç olarak metal veya alaşımın fiziksel, kimyasal, mekanik veya elektriksel özellikleri istenmeyen değişikliklere uğrayarak zarar görmektedir. Metal veya alaşımın bozunma reaksiyonuna da bu reaksiyonun sebep olduğu zarara da korozyon adı verilmektedir. İçinde bulundukları ortamla tepkimeye giren metalik malzemelerin dışarıdan enerji vermeye gerek kalmadan Metalik malzemelerin dışarıdan enerji vermeye gerek kalmadan içinde bulundukları ortamla tepkimeye girmeleri ile doğal olarak gerçekleşen bu olaya korozyon denir.
Vakumlu Beton: https://volkanatabey.com.tr/vakumlu-beton-nedir