Yeşil bina kavramı, yeşil sertifikalar ve enerji verimliliği
İnşaat sektöründe çevresel etkilerin ve enerji kullanımının azaltılması amacıyla yeşil bina kavramı ortaya çıkmıştır. Yeşil binalar, sürdürülebilir kalkınmanın inşaat sektörüne etkisi olarak bilinmektedir. Yeşil binalar binanın arazi seçiminden başlayarak yaşam döngüsü boyunca değerlendirilen; sosyal, çevresel ve ekolojik sorumluluk kriterleri ile yapılan, inşa edildiği bölgeye uygun iklim verileri ile tasarlanan, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına yönelen, atık üretmeyen malzemelerin kullanıldığı ekosisteme duyarlı yapılar olarak tanımlanmaktadır.
Yeşil binaların genel amacı kaynakların verimli kullanımı, iç mekan hava kalitesinin arttırılması ve çevresel etkilerin azaltılmasıdır. Konvansiyonel binaların aksine yeşil binaların tasarım ve yapımında arazi ve enerjiyi verimli bir şekilde kullanmak, su ve diğer kaynakları korumak, iç ve dış hava kalitesini artırmak, geri dönüştürülebilen ve yenilenebilir malzemelerin kullanımını arttırmak için çaba harcanmaktadır.
Yeşil yapı kavramının ön plana çıkmasının en önemli sebebi; doğal kaynakların daha fazla kullanılması, küresel ısınma, su kıtlığı ve olumsuz çevresel etkiler gibi sorunların ortaya çıkmasıdır ve bina endüstrisinin çevreye daha az zarar veren çözüm arayışlarına yönelmesidir. Birçok araştırmacının ortak görüşü dünya üzerindeki enerji tüketiminin yaklaşık olarak %40’ ından sorumlu olan binaların daha az kaynak kullanımı ile daha verimli olması gerektiği yönündedir. Bu nedenle, içinde yaşadığımız yirmi birinci yüzyılda en çok konuşulan konuların başında yeşil bina gelmektedir. Bina endüstrisinde çevresel etkilerin ve enerji kullanımın azaltılması gerekliliği ile yeşil yapılar kavramı ortaya çıkmıştır. Yeşil binalar; yenilenebilir enerji kullanımı, inşaat sırasında ortaya çıkan atık miktarının azaltılması, su ve enerji tasarrufu sağlaması ve kullanıcılara daha sağlıklı bir ortam sunması gibi faydalara sahiptir.
Yeşil bina “sürdürülebilir” veya “yüksek performanslı” bina olarak da tanımlanmaktadır. Yeşil binalar, geleneksel binalara göre enerji tüketiminde %24-50, CO₂ salımında %33-39, su tüketiminde % 40 ve atık üretiminde %70 e varan düşüş sağlamaktadır. Yeşil bina “sürdürülebilir” veya “yüksek performanslı” bina olarak da tanımlanmaktadır. Yeşil binalar, geleneksel binalara göre enerji tüketiminde %24-50, CO₂ salımında %33-39, su tüketiminde % 40 ve atık üretiminde %70 e varan düşüş sağlamaktadır.
Yeşil yapı malzemeleri genellikle yenilenebilir kaynaklardan oluşmaktadır ve çevresel etkileri ürünün yaşam ömrü boyunca dikkate alınmaktadır. Buna ek olarak, sürdürülebilir malzemeler genel olarak binanın ömrü boyunca standart malzemelere göre daha az bakım ve değiştirme maliyetine sahiptir. Bunun yanı sıra, yeşil bina malzemeleri enerji tasarrufu sağlamakta ve kullanıcının sağlık ve verimliliğini arttırmaktadır.
Yeşil bina sertifika sistemleri
LEED (Leadership in Energy and Environmental Design) sertifika sistemi, 1993 yılında kurulan Amerikan Yeşil Bina Konseyi (United States Green Building Council-USGBC) tarafından 1998 yılında geliştirilen yeşil bina sertifika sistemidir.
İlk yeşil sertifika sistemi olan BREEAM (Building Research Establishment Environmental Assessment Method), 1990 yılında İngiltere’de bulunan Yapı Araştırma Kurulu (Building Research Establishment-BRE) tarafından geliştirilen sertifika sistemidir.
Türkiye’nin enerji tüketimi incelendiğinde kullanılan enerjinin %31’i konutlarda, %40’ı sanayi bölgelerinde, %19’u ulaşımda, %5’i tarımda ve %5’i enerji dışı amaçlarla kullanılmaktadır.