Çekiçleme Etkisi Nedir?
Çekiçleme etkisi tanım olarak; Bitişik nizam yapılar deprem ve rüzgâr gibi dinamik etkiler altında rijitlik ve kütle merkezleri gibi mekanik özelliklerine bağlı kalarak çeşitli deplasmanlar yapmaktadır, bu deplasmanların tesir alanları birbirleriyle kesiştiği noktalarda, birbirlerine ani yük aktarımı yaparlar bu olaya Çarpışma veya Çekiçleme Etkisi diyoruz. Komşu binaların deprem sırasında farklı yer değiştirmeler yapması söz konusu olmaktadır. Dolayısıyla aynı dinamik karakterdeki binaların yan yana inşa edilebilmesinin günümüz koşullarında mümkün olmadığı göz önüne alınırsa komşu binalar arasında yetersiz veya hiç boşluk bırakılmaması çarpışma olayını kaçınılmaz kılmaktadır.
Özellikle arsaların değerli ve az olduğu büyük şehirlerde yapılar birbirine bitişik veya çok yakın inşa edilmektedir. Bitişik nizam yapıların sahip oldukları farklı dinamik karakteristikleri nedeniyle deprem esnasındaki çarpışmaları çok sık görülen bir durumdur. Çekiçleme etkisi denilen bu etki, birbirine yakın yapıların dinamik karakteristiklerinin birbirlerinden farklı olduğu durumlarda, yapıların faz dışı davranışları neticesinde ortaya çıkmaktadır. Çarpışmadan dolayı yapılarda ciddi hasarlar veya yıkılmalar oluşmaktadır. Bunu engellemek için en basit yol yapıları birbirlerine yeter uzaklıkta inşa etmektir. Bu amaçla yapıları ayrı ayrı analiz edip, çarpışma riskini engelleyebilecek yapılar arası mesafeyi doğru tasarlamak gerekir. Genellikle, yapıların tepe deplasmanları arasındaki fark (rölatif deplasman) çarpışma problemlerinde kontrol parametresi olarak seçilmektedir. Deprem esnasında, bitişik yapılar arasındaki rölatif deplasmanın genliğinin artması çarpışma durumuna işaret eder.
Bitişik yapılar arası boşluğu belirlemek ve çarpışmayı ortadan kaldırmak için “spectral difference method” (spektral fark metodu) ve çift fark kombinasyonu metoduna bağlı “random vibration theory” (rastgele titreşim teorisi) denilen bir çözüm tekniği geliştirilmiştir.
Çarpışmanın etkisinin büyüklüğü, yapıların dinamik yüklerden aldıkları kinetik enerjinin büyüklüğüne, yapıların kütlelerine, yüksekliklerine, zeminin dinamik yükler altında davranışına ve yeteri kadar derz boşluğu bırakılmamasına kadar birçok etkene bağlıdır. Bu etkenlerin önemli sebeplerine bakacak olursak, yeteri kadar boşluk bırakılmaması, önceki yönetmeliklerin bu konuya yeteri kadar ilgi ve alaka göstermemesi yahut uygulamada derz boşluğunun dikkate alınmaması şeklinde sıralanabilir.
Çekiçleme ve Çarpışma Çeşitleri
Bölgesel hasarlar, genellikle yapıların etkileşim yüzeylerinde meydana gelmektedirler yani çarpışmanın etkidiği noktada veya katta hasarlar meydana getirmektedir. Bu tip hasarlar istenilmeyen fakat beklenilen hasarlardır, tatbikî kontrol edilebilir seviyede olmak koşuluyla. Bölgesel hasarlar tadilat ile çoğu zaman üstesinden gelinir tatbikî öncesinde performans analizi yapılması gerekir. Genel hasarlar, yapının statik durumunu değiştiren hasarlardır. Bunların tespiti gözle görülür seviyede olmaktadır. Bunlara geniş yelpazede örnek vermek mümkündür.
6 metreye kadar bırakılacak derz boşluk miktarı 30 mm olması gerekiyor ve her ek 3 metre için 10 mm boşluk eklemesi yapılmalıdır. Bu şarta uymayan binalar için yönetmelikte belirlenen katsayı kullanılarak hesaplama yapılır. Katsayı hesabı yer değiştirme detayları deprem yönetmeliğinde verilmiştir. Deprem derzi zeminden başlayıp binanın en uç noktasına kadar bütün doğrultularda bağımsız olarak yapılır.