Sürekli Temel Nedir?
Artan kolon yükleri ve/veya azalan zeminin taşıma gücü ile planda temel boyutları artar ve temel pabuçları birbirine yaklaşır. Bu durumda sürekli temel ortaya çıkar. Eğer bir yapıda kolon ve perde yükleri tek veya çift yönde taşıtılıyorsa ve temelin kısa kenarının (B) uzun kenarına (L) oranı 5’ten büyükse (L>5B) bu temeller sürekli temel olarak adlandırılırlar.
Temeller yapı yüklerini zemine güvenli bir şekilde aktaran yapı elemanlarıdır. Yapılacak olan temel, üst yapı yüklerinden gelen gerilmeleri karşılayabilmelidir. Temelin şekline ve boyutlarına üst yapı yüklerine ve zeminin cinsine göre karar verilmektedir. Genel olarak temeller yüzeysel ve derin temeller olarak iki ana başlıkta incelenmektedir. Yüzeysel temeller sürekli, tekil, şerit, radye olarak derin temeller ise kazık, kutu ve keson temel olarak ayrılmaktadırlar. Günümüzde yüzeysel temel olarak şerit ve radye temeller, derin temel olarak da kazık temeller kullanılmaktadır.
Yüklerin büyük, temel pabuçlarının birbirine yakın olduğu durumlarda kolon altlarındaki temel pabuçları birleştirilerek sürekli temeller meydana gelir. Sürekli temel zeminin uniform olmadığı, heterojen olduğu ve farklı oturma olasılığı yüksek olan durumlarda iyi bir çözümdür. Gerçek dağılımın, temelin deformasyon eğrisi ile zeminin deformasyonunu çakıştıracak biçimde bulunması gerekir. Sürekli temellerin çözümünde en önemli esas, mümkün olduğunca çok yaklaşıklıkla zemin gerilmelerinin bulunmasıdır. İki kolon için düzenlenen sürekli temelin yeterli rijitliğe sahip olduğu durumda ise, zemin gerilmeleri tekil temellerde olduğu gibi hesaplanabilir. Bir doğrultuda sürekli her temel birbirinden bağımsız davranış sergiler. Bağ kirişin görevi depremde sadece yatay yönde bir bütün gibi davranışı sağlamaktadır.
Üstyapı ve benzeri etkilerden gelen yükler sonucu zeminde bir gerilme oluşmaktadır. Özellikle bir yapı inşasında temelin altında yapı yüklerinden dolayı büyük gerilmeler oluşabilmektedir. Bu gerilmeler temelden derine inildikçe ve temelin kenarından uzaklaştıkça azalmaktadır. Zeminin herhangi bir noktasında bu zeminin ağırlığından dolayı oluşan efektif gerilmeler ve dışarıdan gelen yüklerin etkisi sonucu net gerilmeler meydana gelir. Bu net gerilmelerin belirlenmesi zeminde oluşan etkilerin gözlemlenebilmesi açısından önemlidir.
Temelin belirli bir mesafe uzağındaki bir noktada oluşan düşey gerilmeleri hesaplamak için çeşitli yöntemler mevcut olmakla birlikte, Boussinesq (1885) teorisi günümüzde de sıklıkla kullanılmaktadır. Bu teori bazı kabullere dayalıdır, buna göre; Zemin elastik, homojen ve yarı sonsuzdur. Zeminin ağırlığı ihmal edilmelidir. Uygulanan yük düşey olmalıdır. Hooke kanunu geçerli olmalıdır.