Su yalıtım malzemelerinde kaliteyi belirleyen özellikler
Su yalıtım için kullanılan modern ve geleneksel malzemeler tanımlandıktan sonra, malzemelere ait bir takım mekanik, kimyasal ve fiziksel özellikler uygulamada kalite olgusunu oluşturan temel kavramlar olarak öne çıkmaktadır. Su yalıtım malzemelerinde kaliteyi yakalamak için gerekli olan kıstaslar şu şekilde sıralanabilmektedir: Permeabilite ve buhar difüzyonu, Elastisite, Yüzeye yapışma, Mekanik dayanımlar, Kimyasal dayanımlar.
Malzemenin, bir basınç farkı etkisiyle suyu bir taraftan öbür tarafa geçirme yeteneğine permeabilite (geçirgenlik) adı verilmektedir. Bu özellik, belirtilen koşullarda, birim alandan birim zamanda geçen su ifadesi ile tanımlanır ve permeabilite katsayısı ile ifade edilir. Su yalıtım malzemeleri, adından da anlaşılacağı üzere belirli bir amaç üzerine uygulanan malzemelerdir. Bu amaç sızdırmazlıktır. Dolaysıyla iyi bir yalıtım malzemesinin su geçirgenlik değeri sıfır ve sıfıra yakın olmak zorundadır.
Su geçirimsizliği ve su buharı geçirgenliği sürekli birbirleriyle karıştırılan terimlerdir. Buhar difüzyonu ise bağıl nem miktarı yüksek hacimlerden, alçak hacimlere doğru oluşan molekül transferinin genel adıdır. Su, likit haldeyken malzemeden geçmemeli, ancak gaz halindeyken malzemeden geçebilmelidir. İyi bir yalıtım malzemesi, su geçirimsiz ancak buhar geçirimli olmalıdır. Su geçirimliliğin tersine, buhar geçirimlilik değerlerinin sıfır veya sıfıra yakın olması durumunda gaz halinden sıvı hale geçen buhar molekülleri, kabarmalara ve malzemenin yüzeyden ayrılma durumlarına neden olabilmektedirler.
Yapının inşaa süresinin tamamlanıp kullanıma açılması ve çeşitli yüklere maruz kalmasıyla, yapıda milimetrik hareket ve yer değiştirmeler oluşmaya başlamaktadır. Bu tür davranışlar malzeme yüzeyinde oluşan yalıtım tabakasında kırılma ve çatlamalara neden olacağından su yalıtım sistemi işlevini yerine getiremez hale dönüşecektir. İşte su yalıtım malzemelerinde istenmeyen bu durumu ortadan kaldırabilmek için malzemenin etkili bir elastisite kat sayısına sahip olmak gerekmektedir.
Piyasada genel olarak malzemelerin esnek olması tercih edilirken, aslında önemli olan elastisitesidir. Esneklik ve elastisite birbirinden tamamıyla farklı kavramlardır. Esneklik malzemenin kopma dayanım sınırına kadar uzaması olarak tanımlanabilirken, elastisite ise malzemenin çekme kuvveti uygulandıktan sonra eski formuna ulaşabilme limitidir.
Başarılı bir su yalıtım sisteminin oluşmasının şartlarından biri de malzemenin uygulandığı yüzeyle birlikte hareket edebilme özelliğidir. Uygulama ile birlikte yapı elemanı yüzeyinde oluşan su geçirimsiz katmanın, yalıtımda uzun ömrü sağlayabilmesinin ön koşulu malzeme- yapı elemanı birlikteliğinin süresiyle doğru orantılıdır.
Serme tip yalıtım malzemelerinde, sürme tip yalıtım malzemelerine kıyasla yüzeye yapışma özelliği daha düşüktür. Bunun genel sebebi sıvı haldeki bir malzemenin katı haldeki bir malzemeye kıyasla adezyon özelliklerinin daha fazla olmasıdır. Serme tip malzemeler yüzeye şalümo, robot kaynak makinası veya yardımcı keçeler vasıtasıyla monte edilirken, sürme tip malzemeler ise solventli, epoksi reçine esaslı gibi yardımcı astar uygulamalarıyla yüzey üzerindeki boşluk ve pürüzlere daha iyi yapışabilmektedirler.
Çekme dayanımı en basit tabirle bir malzemeye uygulanan çekme kuvvetinin ulaşabileceği son değerdir. Yapı yüzeylerine uygulanan yalıtım malzemelerinde çekme kuvveti sınır noktasının yüksekliği malzemenin kalitesini artırır. Birim olarak, N/mm² ile ölçülen bu değerler malzeme tercihinde belirleyici bir kavram olarak göz önünde bulundurulmalıdır. Su yalıtım malzemelerinde basınç dayanımı ise suyun malzeme üzerinde uyguladığı basıncı ifade etmektedir. Pozitif ve negatif yönden basınç dayanımı olmak üzere iki farklı değeri bulunmaktadır. Bar birimi ile ifade edilmektedirler.
Yalıtım malzemelerinde özellikle sürme tip malzemelerde darbe dayanımları oldukça düşüktür. Bu nedenle mümkün derecede darbeye karşı koruma sağlanmalıdır. Bu tip malzeme uygulamalarında yalıtım katmanı, extrude polistren (XPS) veya expanded polistren (EPS) gibi ısı yalıtım tabakası ve keçelerle korunmaktadırlar. Serme tip malzemelerde ise malzemenin formundan dolayı kararlılık seviyesi yüksek ve darbeye biraz daha fazla dayanımlıdırlar. Bu nedenle özellikle temel yalıtımlarında serme tip malzemeler tercih edilmektedir.
Yalıtım amacıyla kullanılan her malzeme, ayn zamanda bir kimyasal malzemedir. Dolaysıyla malzemenin uygulandığı yüzey ve ortamdan, maruz kalacağı kimyasal etkilere kadar birçok barem değerlendirilmeli uygun seçenek belirlenmelidir. Örneğin temel yalıtımında uygulamadan önce yeraltı suyundan örnek alınarak laboratuvar ortamında tahlil edilerek, içinde bulunan kimyasalların düşünülen malzeme ile etkileşimleri tespit edilmelidir. Yer altı sularının pH değerleri, sülfür oranları vb. gibi değerler malzeme seçiminde ihmal edilmemesi gereken durumlardır.