Haiti depremi sonrası bölgede oluşan bilanço
12 Ocak 2010 günü Haiti merkez üssü Port-au-Prince şehir merkezi olmak üzere 7,0 büyüklüğünde deprem gerçekleşmiştir. Deprem yaklaşık 15 saniye sürse de artçı depremler bir hafta boyunca devam etmiştir. Resmi rakamlara göre yaklaşık 316 bin insan ölürken, 300 bin insan yaralanmış ve 1.3 milyon insan evsiz kalmıştır.
Depremden sonra birincil zarar verebilecek tehlike yer sarsıntıları olurken ikincil zarar verebilecek tehlikeler insanlara ve insanların mallarına zarar verebilecek olgulardır. İkincil tehlikeleri ise sıvılaşma ve toprak kayması olarak tanımlanabilir. Her iki etken de Haiti adasında yaşayan insanların hasarlarının artmasına sebep olmuştur. Zemin yetersiz bir şekilde takviye edildiğinde sıvılaşma oluşur. Güçlü zemin sarsıntısı sırasında suya doymuş tortullar geçici olarak taşıma güçlerini kaybederler. Port-au-Prince’de düz arazilerin bir çoğu eğimli tortul malzemeleri içerir. Depremden sonra özellikle liman tesisleri ve çevrelerinde hava görüntüleri ile birlikte sıvılaşma alanları görülmüştür.
Haiti Depremi sonrası sıvılaşma ve toprak kayması görüldü.
İskele, çökmüş rıhtımlar ve koyda kalan vinçler yanal yayılımı göstermiş. Limanların yetersizliği, yardım malzemeleri ve bölgeye personelin taşınmasında büyük bir sıkıntı yaratmıştır. Liman tesisleri genellikle sıvılaşmaya yatkın arazi üzerine inşa edilmiştir. Bu depremde görüldüğü üzere jet grout imalatı ve derin kazıda iksa olarak görev yapacak geçirimsiz diyafram duvar gibi uygulamaların önemi bir kez daha ortaya çıkıyor.
Heyelanlar deprem etkisi olmadan meydana gelebilir, ancak şiddetli sarsıntılar eğimli arazilerde çökmelere neden olabilir. İlk raporlara göre çok sayıda toprak kaymasının olduğu ve bu alanlarda yüksek düzeyde bina hasarının olduğu tespit edilmiştir. Port-au-Prince bölgesinde 2009 Birleşmiş Milletler (BM) planlama çağrısına göre gayri resmi yerleşimin %90’ı dağ ve yamaçlarında olduğu, son verilere göre bunun %40 olduğu belirtilmiştir.
Haiti Dünyanın en fakir ülkelerinden biridir ve bu durum bina stoğu ve altyapısına da yansımıştır. Daha gelişmiş ülkelerin aksine, binaların tasarlandığı, su ve elektrik dağıtım sistemlerinin ulusal yapım yönetmeliği yoktur. Haiti İstatistik Enstitüsü’ne göre ülkenin bina stoğunun %70’sinden fazlası asansörsüz ve alçak binalardan oluşmaktadır. Yapıların alçak olmasına rağmen bölgenin depreme hazırlıksız olması kayıpların artmasına sebep olmuştur. Gelişmiş ülkelerde yüksek binaların hakim olmasına rağmen kayıplar daha az olmaktadır. Buda depreme hazırlıkların ve bina teknolojilerinin önemini bir kez daha bizlere sergiliyor.