Döşeme Süreksizliği A2 Düzensizliği – TBDY (2018)
TBDY (2018)’de A2 – Döşeme Süreksizliği düzensizliği olarak tanımlanan döşemelerde merdiven ve asansör boşlukları dâhil boşluk alanları toplamının kat brüt alanına oranının 1/3’den fazla olması olarak açıklanmıştır. Yüklerin düşey taşıyıcı sistem elemanlarına aktarabilmesini güçleştiren döşeme boşlukları ani dayanım ve rijitlik azalmaları durumu istenmez. Döşemelerde yerel döşeme boşluklarının bulunması düzlem içi ani dayanım rijitlik, dayanım gibi parametrelerin azalması durumları döşeme süreksizliği olarak kabul edilir ve yönetmelikte belirtilen %33’lük döşeme boşluğu oranının altında olması istenir. Döşeme düzensizliği süreksizliği izin verilen sınırın üzerine olması halinde ayrıntılı hesap yapılarak döşemenin yatay yükleri taşıyıcı sistem elemanlarına güvenli şekilde aktarabildiğinin gösterilmesi gerekir.
Deprem anında döşeme plağının şekil değiştirmeden rijit olarak yük aktarması istenir. Döşemelerde oluşturulan yerel boşluklar döşeme içindeki rijitliği azaltır ve plağın diyafram olarak çalışmasına engel olur. Ayrıca döşemelerde asimetrik olarak bırakılan döşeme boşlukları yapılarda kütle ile rijitlik merkezinin kaymasına ve burulma etkilerinin oluşmasına neden olur. Döşemelerde ani rijitlik değişimleri istenmeyen bir durumdur. Birçok deprem yönetmeliğinde döşeme süreksizliğine kısıt getirilirken Amerikan Deprem Yönetmeliği’nde sonradan oluşturulan döşeme yırtıklarına da kısıtlama getirilmiştir. Özellikle iş merkezi ya da kamu binalarında yapı ortalarında oluşturulan büyük galeri boşluklarında döşeme süreksizlikleri meydana gelir.
Binalarda merdiven kovası, aydınlık, asansör boşluğu gibi amaçlarla bırakılan yerel döşeme yırtıkları döşeme içerisinde ani dayanım azalmasına neden olur. Oluşturulan bu boşluklar yatay deprem yüklerinin çerçeveler arasında güvenle aktarılmasını engeller ve döşeme süreksizliği düzensizliğinin oluşmasına neden olur. Döşeme plağının rijit diyafram olarak düzlemi içerisinde şekil değiştirmeden davranması istenir. Özellikle deprem bölgelerinde inşa edilen yapılarda mimari kaygılar nedeniyle yapılan hatalar, yanlış seçimler deprem etkileri karşısında yapılarda ciddi hasarlara neden olmaktadır.
Binalarda ışıklık, havalandırma, merdiven boşluğu gibi döşeme boşlukları sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Döşemelerin kesintiye uğradığı bu bölgelerde yanal deprem kuvvetinin kesintiye uğramadan kolonlara aktarılması gereklidir. Döşemelerin diyafram olarak çalışması ve taşıyıcı sistem performansına etki etmemesi istenmektedir. Döşeme boşluğu nedeniyle kirişlerde süreksizlikler meydana gelir ve binalarda yanal ötelenmeler ciddi oranda artar. Bu durum deprem performansı açısından istenmeyen bir durumdur. Ayrıca döşeme boşluklarının asimetrik olması yapılarda burulma düzensizliğine de neden olur. Çerçeve sistemin kesintiye uğraması sismik etkiler altında yapıda istenen rijitliğin sağlanamamasına ve binada aşırı yer değiştirmelerin meydana gelmesine neden olur. Zorlanan taşıyıcı sistem elemanlarında göçmeler meydana gelir ve yapı hasar görür.
ASCE-7’de döşeme süreksizlikleri, döşemelerde bırakılan boşluklar ve sonradan oluşturulan döşeme boşlukları olmak üzere iki faklı kategoride incelenmiş ve belirli kısıtlamalar getirilmiştir. Herhangi bir kattaki toplam döşeme alanının %50’sinden fazla boşluk olması veya komşu iki kat arasındaki döşeme boşluğunda %50 oranda ani değişim olması halinde döşeme düzensizliği meydana geldiği vurgulanmıştır. Bu durumlarda önlem olarak taşıyıcı sistemlerin diyafram bağlantı noktalarındaki kesit tesirlerinin %25 oranında arttırılarak statik hesaba katılması gerekmektedir.
Eurocode 8’de döşeme süreksizliği üzerinde çok durulmamış, döşemenin düzlem içi rijitliğinin çok büyük olmaması ve kat kesme kuvvet etkisinin ihmal edilmemesi gerekliliği vurgulanmıştır. Döşemenin düzlem içi şekil değiştirme etkisinin ihmal edilmemesi üzerinde durulmuştur.