Dişli Döşemeler; Asmolen, Kaset ve Nervürlü Döşemeler hakkında bilgiler
Dişli döşemeler birbirine paralel dişlerin herhangi bir doğrultuda ana kirişlere mesnetlenmesi ve dişlerin üzerine ince bir plak yapılmasıyla teşkil edilirler. Mesnet açıklıklarının fazla olduğu yapılarda kirişli plak döşemelerin ekonomik olmaması nedeniyle dişli döşemeler alternatif olarak düşünülebilmektedir. Dişli döşemelerin boyutları genellikle uygulamada ince plak kalınlığı 7-10 cm, diş genişliği 10-20 cm ve diş yüksekliği 32-50 cm olarak alınmaktadır. Dişler arasında temiz açıklık TS500’de 40- 70 cm olarak belirtilmiştir.
İnce plağın üstündeki ölü ve hareketli yükler dişlere aktarılır, dişler de yükleri ana kirişlere aktarır. Burada ana kiriş olarak bahsedilen kirişler, yastık kirişleridir. Yastık kirişleri literatürde yatık kirişler olarak da isimlendirilmektedir. Burada irdelenmesi gereken bir konu diş yönlerinin hangi doğrultuda olması gerektiğidir.
Dişler kısa doğrultuda düzenlenirse diş açıklığı küçük olur dişler fazla zorlanmazlar ve dişlerin yükleri aktardığı küçük açıklıklı ana kirişler çok zorlanırlar ve ana kirişlerde büyük moment ve kesme kuvveti değerleri oluşur.
Dişler uzun doğrultuda düzenlenirse diş açıklıkları büyük olur, dişler çok zorlanırlar moment ve kesme kuvveti değerleri büyük olur fakat dişlerin yükleri aktardığı büyük açıklıklı ana kirişler fazla zorlanmazlar.
Yastık kirişleri olarak bahsedilen ana kirişlerin rijitlikleri zaten az olduğundan uygulamada yastık kirişlerin çok zorlanması istenmez bundan dolayı dişler genellikle uygulamada uzun doğrultuda düzenlenmektedir.
Bir doğrultuda çalışan dişli döşemeler, uygulamada dişli/asmolen döşeme olarak adlandırılmaktadır. İki doğrultuda çalışan dişli döşemeler de uygulamada kaset/ızgara döşeme olarak adlandırılmaktadır.
Dişli döşemelerde genellikle dişlerin arası dolgu malzemesi ile doldurulmaktadır. Uygulamada en sık kullanılan dolgu malzemeleri: boşluklu beton briket, boşluklu pişmiş kil, gaz beton ve köpüktür. Bu dolgu malzemelerinin statik taşıyıcı olarak hiçbir özellikleri yoktur, sadece yük hesaplarında dikkate alınırlar. Tek doğrultulu dişli döşemelerde dişler arasındaki boşlukların ağır dolgu malzemeleri yerine hafif dolgu malzemeleri ile doldurulması önerilmektedir böylelikle yapı ağırlığı azaltılmış olmaktadır. Dolgu malzemesi konulmasının öngörülmediği durumlarda dişlerin arasındaki boşluklar tesisat amaçlı kullanılabilmektedir. Asmolen döşemeli sistemlerde planda altında duvar olan dış akslardaki kirişlerin, normal kiriş olarak yapılması deprem açısından daha uygun olmaktadır.
Nervürlü döşemelerde, nervür yönleri deprem yükünün kritik olduğu yöne paralel düzenlenmelidir. Nervür yönü döşemenin kısa kenarına dik olmalıdır. Döşeme planında mümkün mertebe tek doğrultuda nervürler düzenlenmelidir. Nervürlerin yönünün ani olarak değiştiği alanlarda çatlamalar meydana gelebilmektedir. Bir doğrultuda çalışan dişli döşemede, döşemeler arasındaki serbest açıklığın 4 metreden fazla olduğu durumda yönetmelik gereği 1 adet dişlere dik yönde enine diş (dağıtma dişi) yapımı zorunludur. Mesnet açıklığının 7 metreden fazla olması durumunda ise dişlere dik yönde 2 adet dağıtma dişi düzenlenir. Enine diş koyulmasının maksadı yükü olabildiğince tüm dişlere aynı oranda dağıtmak, plağın rijitliğini arttırmak ve çökmeleri azaltmaktır.
TBDY, depremde kötü performans gösteren tek doğrultulu dişli (asmolen) döşemeli sistemler ile ilgili oldukça gerekli kısıtlamalar getirmiştir. Tek doğrultulu dişli (asmolen) döşemeli bir sistem sadece kolonlar (perdesiz) teşkil edilerek süneklik düzeyi normal olarak tasarlanabilmektedir. TBDY’ye göre perde kullanmadan tek doğrultulu dişli (asmolen) döşemeli sistemler deprem tasarım sınıfları olarak sadece DTS=3 ve DTS=4 ve bina kullanım sınıfları olarak da BKS=2 ve BKS=3 olan binalarda, bir başka deyişle bina önem katsayısı 1 ve 1,2 olan binalarda kullanılabilmektedir. BKS=1 yani bina önem katsayısı 1.5 olan binalarda ise perde kullanmadan tek doğrultulu asmolen döşemeli sistem oluşturulmasına izin verilmemektedir. Perdesiz tek doğrultulu dişli (asmolen) sistem ile yapılacaksa yapı maksimum yüksekliği temel üst kotundan 17,5 metre olabilmektedir (bodrum kat var ise perde üst kotu üzerinden yükseklik hesaplanmaktadır). TBDY’ye göre deprem tasarım sınıfları DTS = 1, 1a, 2, 2a olan perdeli asmolen döşemeli binalar için maksimum bina yüksekliği temel üst kotundan 17,5 metre olabilmektedir.
Her iki doğrultuda nervürleri/dişleri yük taşıyacak biçimde ve aynı kesitte olan dişli döşemelere kaset döşeme denir. Bir doğrultuda çalışan dişli döşemelerde ilgili genel kurallar, kaset döşemeler içinde geçerlidir. Kaset döşemeler genellikle sık kolon istenmeyen geniş hacimli mekânlarda büyük açıklıkları geçmek için kullanılmaktadır (otopark, sinema salonu vb.). Kaset döşemeler, yer yer ortası boşaltılmış iki doğrultuda çalışan kirişli döşemeler gibi düşünülebilir. Bu bağlamda kirişli döşemeler için geçerli yöntemlerin kaset döşemeler içinde geçerli olacağı söylenebilir.
TBDY’de kaset döşemeler ile ilgili herhangi bir kısıtlama bulunmamaktadır. İki doğrultuda çalışan döşemeler bir başka ifadeyle kaset döşemeler, kirişli plak döşemeler ile aynı kurallar çerçevesinde çözümleri yapılmaktadır. Dişli döşemelerin boyutlandırılması ve betonarme hesap esasları TS500’de açıklanmıştır.
Tek doğrultulu dişli döşemelerde olası bir deprem durumunda dişlerin yönünde döşeme rijit davranır. Dişlere dik gelen yöndeki deprem kuvvetinde, dişlerin yapının rijitliğine katkısı olmaz ve döşeme o yönde rijit davranış göstermez. Bir doğrultuda çalışan dişli döşemelerde dişler yükleri dişlerin dik olarak oturduğu ana kirişlere aktardığından dişlere paralel olan ana kirişlere döşemeden yük geçişi olmaz. Bundan dolayı dişi taşıyan ana kirişler, döşemeden yük aktarımının olmadığı ana kirişlere nispeten daha çok zorlanırlar. Uygulamada altında duvar bulunmayan yastık kiriş yükseklikleri de diş yüksekliğinde meydana geldiğinden; yüksekliği az ve çok geniş yastık kirişler oluşur. TBDY Madde 7.4.1.1’e göre kiriş genişliği mesnetlendiği kolon genişliği+kiriş yüksekliğini geçemeyeceğinden ve yüksekliği 30 cm’den küçük olamayacağından yapısal (konstrüktif) güçlüklere sebep olabilir.